Viyana’da çalışırken ofisin yakınında güzel bir Hint restoranı vardı ve oradan yemek söylerdik bazen. Ben de 1-2 deneyeyim derken Hint mutfağının damak tadıma ne kadar uyduğunu keşfettim. Her ne kadar acı toleransım yüksek olmasa da farklı baharatların karışımı, koyu kıvamlı soslar, bol sebze, vegan alternatifler tam benlik. Acı konusunda da zaten bir çok yer uyarıyor ya da soruyor ne kadar acı yiyebileceğinizi o yüzden sorun olmuyor.
Türkiye’de de ilk defa Antalya’da Hint restoranına gitmiştim. O bölgede İngiliz nüfusu biraz fazlaydı dolayısıyla küçük bir bölgede çok çeşitli ülkelerin restoranları vardı. Bir Hint mutfağı hayranı olarak 1 hafta içinde en az 3-4 akşamımızı geçirmişizdir aynı restoranda 🙂 İstanbul’da bulamadığım çeşitliliği orada bulmuştum resmen.
İstanbul’da mesafeden dolayı her yere gitmek o kadar kolay olmuyor. Bu tarz otantik restoranlar genelde merkezde konumlanıyor. Merkeze uzak oturuyorsanız da bu yerleri ziyaret etmek maceraya dönüşebiliyor. Haydi bu akşam da iş çıkışı Hint yemeği yiyelim diyebildiğim günleri özlemiyor değilim 🙂
Mekan
Haftasonu gittiğimiz Tandoori Indian Restaurant’a aslında son anda karar verdik. Daha önce gittiğimiz Taj Mahal’i zaten beğenmiştik, farklı bir yer olsun diye navigasyona yazıp yola çıktık. Benim yanlış adres girip kendimizi Nişantaşı’nda bulduğumuz, buradan Beşiktaş’a yürünür diyip arabayı zorla bıraktırdığım ve zaten hafif hasta olan arkadaşımızı bayıltana kadar yürüttüğüm kısmı atlıyorum 🙂 Mekanın konumu gerçekten çok güzel, Çırağan Caddesi’nde, Four Seasons’ın tam karşısında. Hava soğuk olmasına rağmen masanın üstündeki ufoyu açtırıp dışarıda oturduk. Siparişimizi verdik ve başladık beklemeye.

Başlangıçlar
Önce sebzeli samosalarımız geldi yanında 3 farklı sosla. Yağda kızartılmış olmalarına rağmen kötü bir yağ tadı gelmiyordu. İçinde patates ve bezelye vardı, bol baharatla tabii ki. Samosa beklentimi fazlasıyla karşıladı kendisi 🙂 Sadece soslardaki vegan olmayan yoğurtlu sosa dikkat..

Burada bir parantez açmam gerekiyor. Üstteki resimde masanın örtüsü ne kadar güzel değil mi? Her masanın üstünde bir örtü, örtünün üstünde de cam vardı. Gönül isterdi ki diğer resimlerimin fonu da böyle olsun ama ne yazık ki garsonun müdahalesiyle örtüyle olan aşkımız kısa sürdü 🙂 Yemekleri getirirken her birimizin önüne, cam masanın üstüne, PVC kaplı kartondan yapılma Amerikan servisler konuldu. Karton dediğim işte üstünde yemek isimleri falan yazıyor. Yanımdaki arkadaşım tabii hemen servisleri toplamaya başladı ben fotoğraf çekerken. İşte tam o anda garson gelip gülümseyerek ve çekingen bir tavırla “masa.. cam.. kalsın..” gibi kelimeler mırıldanarak servisleri önümüze geri itti. Anladık durumu hemen ve onu da daha fazla zor duruma sokmamak için “tamam, çizmeyelim masanızı” diyerek aldık servisleri geri önümüze. Değişik ve gereksiz bir uygulama olmuş bence ama mekanın sahibinin bileceği iş tabii ki, bize laf düşmez 🙂

Vegan Ana yemekler
Böreklerin arkasından da ana yemeklerimiz, pilavlarımız ve ekmekler geldi. Açıkçası fiyatları gördükten sonra porsiyonların büyük olacağını düşünüp 1 başlangıç, 2 ana yemek, 2 pilav, 3 adet de naan söyleyip paylaşırız dedik. Bizdeki beklenti şu yöndeydi: Herhangi bir mekanda ana yemek söylediğinizde o ana yemekle tek başına doyarsınız. Biz hem başlangıç, hem ekmek, hem de pilavı ekstra söylediğimiz için gelecek yemekleri bitirebilecek miyiz diye düşünmeye başlamıştık. Sonuç: Hadi buradan da tatlı ve kahveye gidelim 🙂
Aşağıdaki resimde kaşığın boyutundan bakır kapların büyüklüğünü çıkarabilirsiniz. Fiyatlar şu şekildeydi: Channa Masala 35 TL, Mix Vegetables Shahi Korma 40 TL, Sade pilav 15 TL, Safranlı pilav 22 TL, ekmeklerin de sadesi 3, sarımsaklısı 5 TL idi. Ayrıca hesabı istediğinizde %10 gibi bir servis bedeli ekliyorlar. Bunların hepsini niye bu kadar ayrıntılı yazıyorum; gittiğinizde bizim gibi şaşırmamanız için 🙂 Servis bedeli alınan yerlere gittiğinizde, genelde zaten mekanın görünümünden, garsonlardan, girer girmez anlıyorsunuz nasıl bir hesapla karşılaşacağınızı ya da servis bedeli gibi ücretlerin alınıp alınmayacağını. Böyle durumlar pek sürpriz olmaz genelde. Burada şaşırmadık dersem yalan olur. Daha fazla konuşup pintilikle suçlanmadan devam edeyim ben en iyisi 🙂

Yemeklerin kalitesi ve tadına gelince bence hiçbir eksiği yoktu. İki ana yemeğimiz de, Channa Masala (Nohut yemeği) ve Mix Vegetables Shahi Korma (Soslu karışık sebzeler) gayet güzeldi. Soslarının son damlasına kadar ekmek banarak yedik diyebilirim 🙂 Tadında, kokusunda, gerçekten baharatları ayrı ayrı hissediyorsunuz. Bu arada bazı yemeklerde tereyağı olabiliyor o yüzden siparişte vegan beslendiğinizi ya da tereyağ istemediğinizi belirtmeniz gerekiyor. Ekmek seçimlerimiz Tandoori Roti (sade ekmek) ve Garlic Naan (sarımsaklı ekmek); pilavlarımız da Basmati Steamed Rice (Sade pilav) ve Basmati Zaffron Rice (Safanlı pilav) oldu. Rengarenk safranlı pilavımızdaki kaju fıstıkları güzel bir ayrıntıydı. Sarımsaklı ekmeğin içi gerçekten sarımsak doluydu. Benim için ne kadar çok sarımsak o kadar iyi, o yüzden şikayet etmiyorum, ilaç niyetine yedim 🙂 Belki hafif pişmiş olmasından dolayıdır, rahatsız da etmedi günün devamında. Hatta hafif hasta olan arkadaşıma özellikle yedirdim antibiyotik niyetine o ekmekten ama pek fayda etmedi, neyse 🙂
Değerlendirme
Bu seferki Hint restoranı deneyimimiz de genel olarak keyifliydi. Porsiyonlar biraz daha büyük olsaydı daha mutlu kalkabilirdik masadan ama o zaman da tatlı yiyemezdik diyip kendimi avutacağım şu an 🙂 Bir sonraki mekanda yediğimiz tatlı da çok çok çok güzeldi, onu ayrıca yazacağım. Veggie seçenekli otantik restoran önerilerinizi aşağıya bırakırsanız çok sevinirim 🙂
İyi yanlar:
- Yemekler çok lezzetli
- Vegan seçenekler bol
- Konumu güzel
Kötü yanlar:
- Fiyatlar porsiyon büyüklüğüne göre yüksekti
- Zorunlu servis bedeli alınan bir yerden daha profesyonel hizmet beklerdim
Vegan Sushi restoranı YUZU yazım için buraya tıklayabilirsiniz.